1. sakin bir gün. kedim ayağımın dibinde mırlıyor. elimde çok sevdiğim kahvem, pencereden dışarısını seyrediyorum.
    tembellik etmek istiyorum. kafamda dönüp duran öykü fikri bir türlü istediğim olgunluğa erişemedi.
    kalkıp kahvemi tazeleyip sigara içeceğim. dışarısı nemli sıcak. öylesine yapışkan bir sıcak ki, 10 dk.dan fazla duramıyorsunuz. ama insan alışıyor. hayat kolay gibi görünse de aldatıcı. dün yanlışlıkla girdiğimiz yoksul mahallelerdeki hikayeler, dünyanın her yerindeki yoksul mahallelerle aynı.
    burada da 'yaman çelişki'ler var, yoksulluk konusu en başta elbette.
    dışarısı bu kadar sıcakken içerisi de bu kadar serin, hatta bildiğin soğuk. ceketsiz duramıyorsun. koca koca binalar, mevsim nedeniyle neredeyse boşlar ama içeride cayır cayır klimalar çalışıyor. bu da zengin ülke olmanın gereği sanırım.
    kapı, pencere hiç açılmıyor. içerinin havası, kurdukları hani o uçaklardaki havalandırma sistemiyle havalandırılıyor. uçakta da 'hoodie'lerle oturmak zorundasınız yazın. o verdikleri uyduruktan tayyare battaniyemsiler hiçbir işe yaramıyor.
    bu yazıyı böyle saçmalayaraktan daha ne kadar uzatabilirim. belki sayfalarca daha. önemsiz şeylerden söz etmek, tıpkı gerçeklerden kaçmak için fantazya okumak gibi. sonuç; gün geçer, hayat biter.
    hero

mesaj gönder