1. ne olduğuna dair çokça yazılan ama ne olmadığına dair pek yorum yapılmayan gündür.

    geçen ofiste kadın bir hoca arkadaş gratis'in 8 mart indirimlerinden bahsediyordu. kulak misafiri oldum ama sonunda dayanamadım. 8 mart'ı gratis gibi markalar kadar baltalayan başka ne var acaba dedim. ters baktı bana biraz. aramıza yeni katılan bi hocaydı, pek samimi değildim kendisi ile. bu çıkışımdan sonra da benle samimi olmak istemez herhalde.

    aslında bir erkek olarak 8 mart hakkında konuşmak haddim değil ama bazı şeyleri de söylemesem içimde kalır. eğer bu entryde haddimi aşıp sürekli kadınlara ne yapması gerektiğini öğütleyen kibirli / çok bilmiş erkek rolüne -istemeyerek de olsa- girersem lütfen kadın youserlar beni uyarsın, ben de kaldırayım.

    şimdi, zaten kadın hareketi, kadın hakları, taciz/tecavüz, cinsiyet eşitsizliği vb gibi konular sadece 8 mart günü konuşulması gereken şeyler değil. ama türkiye gibi temel hak ve özgürlüklerde karnesi zayıf ülkelerde 8 mart bu konuları bir süre de olsa gündemde tuttuğu için kıymetlidir.

    fakat bu gratis vb. gibi markalar, şirketler, medya her sene 8 mart'ı baltalamaktan geri durmuyor. 8 mart gece kremindeki %30 indirim değildir. tantitoni'deki pembe tencere takımı hiç değildir. ucuz romantizm, eve giderken partnere çiçek almak, akşam yemeğe vs. çıkarmak zaten değildir. özet olarak, 8 mart kredi kartı ile, tüketim çılgınlığı ile kirletilecek bir gün değildir. yılbaşı, bayram gibi bayağı bir gün değildir.

    8 mart kadınların erkeklerin himayesi, bağı, varlığı olmadan var olduğunun / olabildiğinin / olması gerektiğinin ilanıdır kısaca. anne / kız kardeş / eş gibi sıfatlar olmadan da "kadın" olduğu için var olduğunun ilanıdır. birey olduklarının ilanıdır.

    peki son olarak ne diyoruz? "dünya yerinden oynar kadınlar birlik olsa"

    dayanışma ile.