1. eleştiri iyidir, kişileri de toplulukları da diri tutar. eleştirilmekten veya tartışılmaktan korkan zaten darı ekmez. ama eleştiride neyi dikkate alacağız. başka platformlarda yapılan iyi/kötü yorumlara göre mi istikamet belirleyeceğiz.

    (#12358) nolu entry'e bu gözle bakıyorum. içeriği doğrudur yanlıştır, tartışılır. keşke phoarbix bu eleştirileri gelip bu platformda yapsaydı. veya yaptı bilmiyorum. veya nobody link vermekle yetinip kendi eleştirilerini sıralasaydı. bildiğim kadarıyla youreads başka bir platformun güdümünde değil. dolayısıyla başka bir platformdan taşınan içeriğe göre istikamet belirleyecek yönetimi ve üyeleri de yok.
  2. yayınlanan istatistikleri (bkz: youreads gelişim istatistikleri) ile umudumuzu taze tutmaya devam eden interaktif kültür ağı.

    bilenler biliyor youreads'in gelişim evresinde yönetim-kullanıcı kaynaklı bazı problemler yaşandı ve bitti. bu süreçte hiçbir kullanıcı yönetim kararıyla üyelikten çıkarılmadı. ancak bazı kullanıcılar "bizim üyeliğimizi silin gidiyoruz" dediler. ama gitmediler ve maalesef azalarak da bitmediler. nasıl bir kafa ve ruh halidir ki insanlar beğenmediği bir ortamda, gidiyoruz üyeliğimizi silin demelerine rağmen, farklı farklı kullanıcı isimleri alarak bulunmaya devam etmek istesin? işin daha garip tarafı bu arkadaşların herkesi kör alemi sersem sanarak komik duruma düştüklerinin farkına varamamaları.

    bu arkadaşları komik duruma düşüren bir diğer husus ise çekirdekçi karaktere sahip olmaları. nedir ki çekirdekçilik? bu modellere her yerde her zaman rastlarız. misal sokakta kavga olur elinde çekirdek kavgayı izler, yetmezmiş gibi vur vur alttan vursana abicim ya der. misal trafik kazası yaparsınız elinde çekirdek ileri sürüş uzmanı gibi gelir sana anlatır, abicim ne yaptın ya orada vitesi düşürecektin oldu mu şimdi der. velhasılı affedersiniz ama her boku bildiklerini zannederler ve bu sebeple aslında hiçbir şey bilmezler ve içinde bulundukları topluma/topluluğa zerre faydaları yoktur.

    bu çekirdekçiler her şeyi bilir ya, internetten de anlar, dergi yayıncılığından da anlar, kabzımallık ise zaten bunların ortak özelliğidir. çekirdekçiler bazı ortamları ve kişileri sevmeseler de tırnaklarını yiyerek o kişi ve ortamı izlemekten de geri durmaz. halbuki tırnaklarına yazık edeceklerine kişileri engellemeye, ortama girmemeye kafaları basmaz. ama sezar'ın hakkı sezar'a; zerre katkılarının bulunmadığı bir ortamda dikkate alınmayacaklarını bilirler, altıncı hisleri de kuvvetlidir.

    küçük-büyük toplulukların kanayan yarasıdır çekirdekçiler. çekirdekçilerin azalarak bitmesini istiyorum lakin kısa-orta vadede bitmeyeceklerini hissediyorum. bu başlık altında çekirdekçilerden bahsetmek istemiyordum ama televizyon kumandasının pili bitince yazmak istedim. sürç-i lisan ettiysem affola.
  3. çok haklı nedenlerle saçmalayan yazarları korumaması gereken mecra.

    (bkz: #107809) şu yorumu yapan adamın insanlıktan bahsetmesi ironi değil ama trollük de değil bence.
  4. gün geçmiyor ki bünyesindeki niteliksiz insan sayısı artmasın. belki ben de dahil olmak üzere ilk günlerinde de niteliksiz adamlar vardı ancak doğruya doğru bu kadar çiğ insan da yoktu.

    önemsemiyorum ama yazmayalım da protesto edelimciler mi dersin, aklı sıra kısaltamalara parantez içinde açıklama yapıp küfür ettiğini zannedenler mi dersin, ne dersen de çiğliğin bini bin para.

    halbuki çok basit beğenmiyorsan gidersin kasmaya gerek yok.

    son sözüm abi'ye. biliyorum bu işten bir tl maddi kazancın yok öyle bir kaygında yok. maddi kazancın yokken bu çiğ adamlara tahammül neden? buralar neden yol geçen hanı? neden üyelik bu kadar kolay? neden başka isimle gelir iki gün bekler sonra kaldığım yerden devam ederime taviz?
  5. ilk göz ağrımız velhasıl kıymetlimiz.