1. mentat'ın vaktinde bana söylediği üzere, yasalarımızda azmettirilmesine yer verilmiştir.

    İntihar
    MADDE 84. - (1) Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (3) Başkalarını intihara alenen teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (4) İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

    kaynak
  2. olen insanlarin %1-1.5 civarinin olum sebebi. bu %1.5'un %70'i erkek %30'u kadin. dunya'da kadin intihar oraninin erkekten fazla oldugu tek yer cin.

    erkeklerin intihar girisimleri kadinlara gore daha basarili oluyor.

    edenlerin cogunlugunda oncesinde intihar dusuncesi veya depresyon belirtisi olmuyor.
  3. hayatım boyunca karşıma farklı farklı şekillerde çıkandır. intihar ya bencilliktir ya da korkaklık, ikisinden biri olmadan intihar da olmaz. bir insan intihar etme kararını aldığı zaman ya çevresindekileri düşünmüyordur ya da arkasında bırakacaklarını biliyordur ama önemsemiyordur. eğer yalnızsa da yalnızlığa veda etmeye cesareti yoktur.

    en hassas olduğum konulardan biridir ölüm, düşünürken bile gözlerim dolar. şu kısa hayatımda en sevdiğim kişiyi ondaki ölüm korkusu ayırdı benden. ailemden ve yakınlarımdan birçok sevdiğim kişiyi de ölüm aldı götürdü yanımdan. her bir ölüm bende kabuk bağlamayacak yaralar bıraktı. ölüm arkasında bu kadar acı, bu kadar keder bırakan bir şeyken insanın ölmeye kendi iradesiyle karar vermesi bence bencilliğin zirvesidir, aptallıktır.
  4. kişinin kendisini çeşitli yollarla öldürmesidir.

    intihar hakkında bir çok subjektif tanım geliştirilebilir. işlevsel yoksunluğu herkes tarafından bilinen bu eylemin amacı çoğu zaman "daha fazla acı çekmeme hakkı" nı kullanmaktır. kimileri için aciziyeti temsil ediyor olsa da içinde bulunduğunuz mental durum, ekonomik ve sosyal durum, duygusal ve ruhlar bunalımlar sizi bu eylemi gerçekleştirmek zorunda olduğunuza ikna edebilir. nasıl mı?

    ben 24 yaşında bir erkeğim. muhtemelen birçok kişinin anlamakta bile zorlanacağı büyülü anlarla ve acılarla dolu bir ergenlik geçirdim. ızdırap dolu çeşitli krizlerle sabahı getirmeye çalışırken artık uyuyamadığınızı, konuşamadığınızı fakat her zamankinden daha fazla düşünmeye devam ettiğinizi görüyorsunuz. üstelik ergenlik bu! ailemin maddi durumu, huzursuzluklar, kız kardeşimin çeşitli aptallıkları, sürekli nasıl olduğumu gizleme çabasıyla büründüğüm binbir farklı insan tipi. yalana alışmak ve nefret etmek. ve yine uykunun size eziyet ettiği gecenin birinde bir kaç saat boyunca pencerenin dış küpeştesine oturup kendini öldürmeyi düşünmektir. maalesef millet; acıdan kaçamıyorsunuz. ne legal uyuşturucular -ilaçlar- , ne de reel uyuşturucular -mutluluk gibi- sizi dünyanın acı dolu karanlığına doğru yuvarlanmaktan alıkoyamıyor. müntehiri yargılamayın.

    düzeltme: şöyle bir baktım da mutsuz youserlar listesinin rahatlıkla oluşturulabileceği başlık.
  5. japonya'da kullanılması yasak olan kelime.
  6. büyük çoğunlukla insiyatifi ele alma ve bu seferde benim dediğim olsun deme şeklidir. etkilere verilen kişisel tepki.
    h2o
  7. intihar bir doymuşluk göstergesidir diyebiliriz. intihar edecek insanın, intihara yatkın kişinin, intihara meyilli bireyin^:suicidal person^; sürekli yüzünün asık, mutsuz ve agresif bir tavra sahip olması ve ya bunu yapmak için başından çok büyük "vah vah vah" dedirticek olaylar geçmiş olmasını beklemek kişi yakınlarının yaptığı en büyük hatadır genelde ki bunu yapacak olan birey muhtemelen çevresindeki insanları üzeceğini düşündüğünden ötürü bu fikri genellikle paylaşmaz.
    son olarak bunları yazmamın asıl sebebine gelecek olursak, intihar etmiş insanın arkasından üzülmeyin eğer cehennemde falan işkence göreceğine inanmıyorsanız. çünkü istisnai durumlar haricinde o baskı altında olmadan gecelerce bunu tasarladı ve en büyük korkusu arkasında bıraktıklarıydı. ^:aldığı canı değil^
    bozuk
  8. her insanın hayatında bir defa da olsa düşündüğünü düşündüğüm eylem.
  9. az önce bir film izledim. tam da sonu bu şekilde bitti. intihar etme sebebi de rahatsızlığı yüzünden etrafına, sevdiklerine zarar vermek istememesiydi. kendimi değil sizleri düşünüyorum lafı altında fazla bencilce değil mi? sen gittiğinde seni sevenlere daha çok zarar vermiş olmuyor musun bu kararınla? hayat çok tuhaf. düşünceler çok tuhaf.
  10. eyleme geçirmek için ya çok cesur, ya çok korkak, ya çok bunalmış veyahut da tamamiyle tükenmiş olmak gerekir.

    "bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır." demiş ya ismet özel. çok doğru demiş. çoğunlukla bu niyet ile yapıldığına inanıyorum. bir suçlama, bir mesaj, bir hatırlanma, kendini ölümsüzleştirmeye çalışma biçimi.

    ayrıca, yaşamayı seçme şansımız olmaması her zaman bana çok ağır ve haksızca gelmiştir. ben belki iyisiyle, kötüsüyle, güzeliyle, her nesiyle olursa olsun bir hayat istemiyordum. sefil şekilde açlıkla geçen bir hayatın içine fırlatılmış çocuk, varolmaktan dolayı mutlu değil belki. âdil mi bu? bence değil. seçme hakkı olabilmeliydi, bunu dilerdim. ama olmadı. o zaman ölümümüze bâri biz karar verebilelim diyorum. çünkü ben ansızın ölmekten çok korkuyorum. tanrım, duy beni. ben, hazırlıksız ölmek istemiyorum. vedâlarımı yapmadan, sonsözlerimi sarfetmeden ölmek istemiyorum.

    intihar ne tamamen bencilce ne tamamen korkakça ne de tamamen cesurca bir şey. her intiharın altında yatan mesaj ya da çığlık farklı. birbirinden apayrı. birinin intiharını anlayabilmek için, anca o insanın yaşadıklarını yaşamak gerekir zannımca.

    bir aralar beni intihar düşüncesini gerçekleştirmekten alıkoyan, şu dize olmuştu;

    "boynunun borcudur fakat,
    düşmana inat
    bir gün fazla yaşamak."(*:nazım hikmet)

    yaşamaktan vazgeçmenize sebep olan biri/birileri buradaki düşman yerine geçebilir. hiç kimse olmasa bâzen tanrı'nın ta kendisine inat yaşamalıyım belki de derdim. şimdi yokluğuna dayanamayacağımı bildiğim dostuma, aynı şeyi yaşatmaktan çekindiğim için vazgeçtim. çocukluğumda çok teşebbüsüm oldu ama sanırım bu sonuncusu olarak kalacak. noktayı koyuyorum. gelgitlerin bir sonu, çözümü olmalı değil mi?
    öyle ya da böyle yaşayacağız. kendimiz için değilse bile, en değerlilerimiz için.